2010 Erkek Şiddeti Çetelesi Raporu

2010 – Erkek Şiddeti Çetelesi Raporu

bianet'in gazetelerden, internet sitelerinden ve haber ajanslarından derleyerek hazırladığı çetelelere göre, erkekler 2010'da en az 217 kadın ve üç çocuğu öldürdü, 164 kadın ve 4 çocuğu yaraladı.
Hazırlayan: Burçin Belge

2010 yılında Türkiye’nin hemen her yerinde, her yaş, meslek ve statüden erkekler; yine her yaş, meslek ve statüden kadınlara fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguladı.

Şiddetin gerekçeleri farklı görünse de temelde yatan neden değişmedi: erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakküm isteği. Erkekler, kadınları kendilerine ait bir mülk gibi görmeye devam etti; boşanma veya ayrılık sonrasında bile bu “sahiplik” iddiasından vazgeçmedi.

Bu rapora yalnızca gazetecilerin, editörlerin ve yayın yönetmenlerinin süzgecinden geçip “haber” olabilmiş vakalar yansıdı. Ancak pek çok olayda, görgü tanıkları ve mağdurların ifadeleri, şiddetin ilk kez yaşanmadığını, yıllardır süren sistematik bir sürecin sonunda ölüm ya da ağır yaralanmanın gerçekleştiğini gösteriyordu.

Şiddet olaylarının en az 42’sinde, mağdurların tehdit altında oldukları çevrelerince biliniyordu. Kadınların çoğu, can güvenlikleri olmadığını bildirerek daha önce karakola veya savcılığa başvurmuştu.

Genel Durum

Bianet’in yıl boyunca gazetelerden, internet sitelerinden ve haber ajanslarından derlediği verilere göre; erkekler 2010 yılında en az 217 kadın ve üç çocuğu öldürdü, 164 kadın ve dört çocuğu yaraladı.

En az 381 kadın ve çocuk tacize, 207 kadın ve çocuk ise tecavüze uğradı. Taciz ve tecavüz mağdurlarının büyük çoğunluğunu çocuklar oluşturdu. Ayrıca 23 kadının intihar ettiği ya da şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği haberleri yer aldı.

Toplamda en az 646 erkek ve oğlan çocuğu, cinayet, yaralama, taciz ve tecavüz olaylarının faili olarak gözaltına alındı, tutuklandı ya da aranmaya başlandı.

Bazı taciz ve tecavüz vakaları, faillerin öğretmen veya aile bireyleri olması nedeniyle medyada yer bulabildi. Ancak bu durum, olayların yalnızca küçük bir kısmının haberlere yansıdığını; buna karşın taciz ve tecavüzün okullarda, evlerde ve sokaklarda ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Kadın ve çocuklara çoğunlukla tanıdıkları ve güvendikleri erkekler saldırdı.

Taciz, tecavüz ve yaralama vakalarına ilişkin hukuki süreçlerin gelişimini izlemek çoğu zaman mümkün olmadı. Özellikle taciz ve yaralama olaylarında, faillerin sıklıkla serbest bırakıldığı görüldü.

Taciz” suçunun cezası iki yıldan az olduğu için, mahkemeler cezaya hükmetse bile çoğunlukla “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildi.
Tecavüz zanlılarının, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması geciktiği gerekçesiyle tahliye edilmesi, kadınların tepkisine neden oldu; çok sayıda kadın bu durumu protesto gösterileriyle gündeme taşıdı.

Psikolojik, ekonomik ve duygusal şiddete ilişkin veriler ise haberleştirilmediği için çetelenin dışında kaldı. Ancak fiziksel, cinsel ve ekonomik şiddet vakaları birlikte değerlendirildiğinde, kadınların büyük kısmının aynı zamanda psikolojik ve sözel şiddete maruz kaldığı açıkça görülüyor. Bu tür şiddet biçimleri, kadınların kendilerine şiddetten uzak bir yaşam kurmasını da zorlaştırıyor.

Şiddetin Coğrafi Dağılımı

2010’da kadın ve çocuklara yönelik cinayet, yaralama, taciz ve tecavüz olayları Türkiye’nin tüm bölgelerine yayıldı.
Şiddet vakalarının bölgelere göre dağılımı şöyleydi:

  • Marmara: Ölüm olaylarının %25’i, yaralama olaylarının %26’sı.
  • İç Anadolu: Ölüm olaylarının %19’u, yaralamaların %14’ü.
  • Akdeniz: Ölüm olaylarının %17’si, yaralamaların %19’u.
  • Ege: Ölüm olaylarının %15’i, yaralamaların %13’ü.
  • Güneydoğu Anadolu: Ölüm olaylarının %10’u, yaralamaların %4’ü.
  • Karadeniz: Ölüm olaylarının %8’i, yaralamaların %16’sı.
  • Doğu Anadolu: Ölüm olaylarının %6’sı, yaralamaların %8’i.

Taciz olaylarının %26’sı Marmara’da, %19’u Karadeniz ve Akdeniz’de, %16’sı İç Anadolu’da, %9’u Ege’de, %7’si Güneydoğu Anadolu’da, %4’ü ise Doğu Anadolu’da yaşandı.
Tecavüz olaylarının %28’i Marmara’da, %20’si Akdeniz’de, %18’i Ege’de, %16’sı Karadeniz’de, %7’si Güneydoğu Anadolu’da, %6’sı İç Anadolu’da, %5’i Doğu Anadolu’da gerçekleşti.

Şehir bazında en çok vaka İstanbul ve Adana’da yaşandı.
Erkekler İstanbul’da 17 kadın ve çocuğu öldürdü, 8’ini yaraladı.
Adana’da 8 kadın ve çocuk öldürüldü, 8’i yaralandı.
Taciz olayları en çok Samsun’da, tecavüz vakaları ise en çok Bursa’da yaşandı.

Kadınları En Çok Kocaları Öldürdü ve Yaraladı

2010’da kadınları en çok kocaları öldürdü. Onları sevgililer, babalar, eski kocalar ve erkek kardeşler izledi.
Kadınları öldürenler arasında akrabalar, damatlar, evlatlar, eski sevgililer, üvey babalar, nişanlılar ve kızlarının erkek arkadaşları da vardı.

  • Kadınları öldürenlerin %50’si kocaları,
  • %13’ü sevgilileri,
  • %11’i babaları,
  • %8’i eski kocaları,
  • %4’ü erkek kardeş veya akrabaları,
  • %3’ü eski sevgilileri idi.
  • Onları %2 oranla damatlar ve oğullar, %1 oranla üvey babalar ve kızlarının sevgilileri izledi.

Kadınları yaralayanların da %46’sı kocalarıydı.
Faillerin %15’i babalar, %9’u sevgililer, %7’si eski kocalar, %5’i akraba veya üvey babalar, %4’ü erkek kardeşler, %3’ü damatlar idi.
Kadınları yaralayanların küçük bir kısmı oğullar, eski sevgililer veya tanıdık erkeklerdi.

Taciz ve Tecavüz Failleri Uzakta Değil

2010’da tacize uğrayanların %82’si 18 yaşından küçüktü.
Faillerin büyük çoğunluğu mağdurların çevresinden, yani “tanıdıkları” kişilerdi.
Taciz vakalarının çoğu tekrarlayan nitelikteydi.

  • Taciz faillerinin:
    • %23’ü öğretmen,
    • %17’si arkadaş,
    • %11’i akraba,
    • %8’i amir,
    • %4’ü baba,
    • %3’ü sevgili, üvey baba veya işveren idi.
    • Kalan %24’lük kısım ise komşular, mahalle esnafı, okul hizmetlileri veya aile dostları gibi “yakın çevre” erkeklerdi.

Tecavüz vakalarında da tablo benzerdi:
Faillerin %91’i mağdurların tanıdığı erkeklerdi, yalnızca %9’u tanımadıkları kişilerdi.
En çok arkadaşlar, ardından sevgililer, akrabalar ve babalar tarafından tecavüz edildi.

  • Tecavüz faillerinin:
    • %16’sı arkadaş,
    • %14’ü sevgili,
    • %7’si baba veya akraba,
    • %6’sı öğretmen,
    • %3’ü koca,
    • %2’si üvey baba,
    • %2’si erkek kardeş veya işveren idi.
      Evlilik içi tecavüz vakalarının büyük bölümü adli mercilere yansımadı.

Yaş Gruplarına Göre Dağılım

Her yaştan erkek, her yaştan kadına şiddet uyguladı.
Taciz ve tecavüz mağdurlarının büyük çoğunluğu çocuktu.

  • Cinayet faillerinin %35’i 30–39, %32’si 20–29, %26’sı 40–49 yaş grubundaydı.
  • Öldürülen kadınların %26’sı 20–29, %25’i 30–39, %21’i 40–49 yaşındaydı.
  • Taciz faillerinin çoğu 30–39 yaş arasındaydı.
  • Tecavüz mağdurlarının %81’i 18 yaşından küçüktü.

Faillerin Mesleklerine Göre Dağılım

Her meslek grubundan erkek, kadınlara ve çocuklara şiddet uyguladı.

  • Cinayet failleri:
    %19’u emekli, %18’i işçi, %17’si işsiz, %10’u çiftçi;
    %9’u polis veya asker, %4’ü şoför ya da işveren, %3’ü esnaf, %1’i mühendis veya öğretmen.
  • Yaralama failleri:
    %33’ü asker/polis/korucu, %14’ü esnaf, %10’u çiftçi veya işçi.
  • Taciz failleri:
    %35’i öğretmen/okul yöneticisi, %12’si güvenlik görevlisi, %10’u esnaf veya öğrenci.
  • Tecavüz failleri:
    %20’si güvenlik görevlisi, %15’i mahkum, %13’ü yerel yönetici veya siyasetçi,
    %12’si işçi, %6’sı işveren, %4’ü öğretmen veya sağlık personeli.

Bu tablo, şiddetin belirli bir sosyal sınıfa ya da eğitim düzeyine özgü olmadığını; toplumsal ölçekte kökleştiğini gösteriyor.

Şiddetin Bahaneleri

Erkekler, kadınları “çeşitli” gerekçelerle öldürdü.
Kimi, “kadınlık görevini yerine getirmediği” için; kimi “yemek geç kaldığı” veya “su vermediği” için;
kimi de “birlikte olmak istemediği” gerekçesiyle cinayet işledi.

Bazı kadınlar boşanmak istedikleri, bazıları ise evlenmek ya da ilişkilerini açıklamak istedikleri için öldürüldü.
“Namus”, “töre”, “kıskançlık” ve “ihanet” gibi bahaneler sıkça tekrarlandı.

Taciz ve tecavüz, erkeklerin kadınları cezalandırmak için başvurduğu yöntemler arasındaydı.
Sevgilisinin “aldattığından şüphelenip” tecavüz eden, ya da “ayrılmak istediği için” saldıran erkekler oldu.
Bazı erkekler, intikam amacıyla “düşmanlarının eşine veya kızına” tecavüz etti.

Tüm bu gerekçelerin özünde, erkeklerin kadınları bir “mülk” olarak görmesi ve egemenliklerini kadın bedeni üzerinden kurma isteği yatıyordu.
Kadınlar üzerindeki bu sahiplik iddiası, boşanma veya ayrılık sonrasında da devam etti.

Kadın Cinayetlerinin Gerekçeleri

  • Kadınların %27’si ayrılmak veya boşanmak istediği için öldürüldü.
  • %8’i namus/töre bahanesiyle öldürüldü.
  • %4’ü çocuğun velayeti ya da arkadaşlık teklifini reddetme gerekçesiyle öldürüldü.
  • %3’ü tecavüz veya taciz sonrası, %2’si boşanma talepleri nedeniyle öldürüldü.
  • Bazı kadınlar “yemek geç kaldı”, “kocasına su vermedi” veya “çalışmak istedi” diye öldürüldü.
  • Bir koca, rüyasında karısını “soyunurken gördüğü” için eşini öldürdü.
  • Bir kadın, tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlandıktan sonra aynı erkek tarafından öldürüldü.
  • Bir kız çocuğu zorla evlendirilmek istendiği için intihar etti.

Yaralanmayla Sonuçlanan Şiddetin Gerekçeleri

Ayrılmak veya boşanmak isteyen, barışmayı reddeden kadınlar en çok şiddete uğradı.
Onları kıskançlık ve tartışma bahanesiyle saldırıya uğrayan kadınlar izledi.
Bazı kadınlar ise “para vermediği”, “arkadaşlarıyla dışarı çıktığı” veya “kocasını uyandırdığı” için yaralandı.

Taciz ve Tecavüzün Gerekçeleri

Tecavüz, erkeklerin kadınları evlenmeye zorlamak ya da cezalandırmak için kullandığı bir yöntemdi.
Mağdurlar arasında seks işçileri ve zihinsel engelli kadınlar ile çocuklar da vardı.
Evlilik içi tecavüz vakaları da basına yansıdı.

Tecavüz vakalarının gerekçeleri şöyleydi:

  • %31: Kadının ayrılmak veya barışmayı reddetmesi,
  • %31: Mağdurun zihinsel engelli olması,
  • %15: Evlilik veya birliktelik teklifini reddetmesi,
  • %15: İntikam amacı,
  • %8: Kıskançlık bahanesi.

Taciz faillerinin ortak özelliği, mağdurlarla yakın çevre ilişkisine sahip olmalarıydı. Öğretmenler, okul müdürleri, servis şoförleri, okul hizmetlileri, mahalle esnafı ve işverenler arasında tacizciler bulundu. Bazı failler, daha önce aynı suçtan hüküm giymişti.

Manşet Fotoğrafı: Serra Akcan / csgorselarsiv.org