Kadın
Kocaeli’de 4 Ekim’de görülen ve 15 yıldır süren tecavüz davasında A.A.’ya, adli tıp raporları, telefon kayıtları gibi pek çok kanıt olmasına rağmen delil yetersizliği sebep gösterilerek beraat verildi. A.A.’nın avukatı, delillerin uydurma ve sonradan eklenen geçersiz deliller olduğunu iddia etti. Savcı mütalaasında hayatın olağan akışına aykırılık ve delil yetersizliğinden beraat istedi. 11 Ağustos 2013’te görülen duruşmada erkeğe “nitelikli cinsel saldırı” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamalarıyla 17 yıl hapis cezası verilmişti. 6 Haziran 2016 tarihinde Yargıtay cezayı bozmuş, 5 Nisan 2018 tarihinde oy birliğiyle “nitelikli cinsel saldırı” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamalarıyla bu kez 13 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti. Temyize giden kararın sonucunda Yargıtay, 5 Mart 2019 tarihinde yerel mahkemenin verdiği kararı onadı ve ceza kesinleşti. Kararın kesinleşmesi üzerine sanık hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “olağanüstü kanun yolu” başvurusuyla 9 Eylül 2020 tarihinde sanığın beraat etmesi talebiyle Yargıtay Ceza Dairesi’ne başvuruda bulundu. Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi, itirazı yerinde görmedi. Dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gitti ve 1 Mart 2022’de karar “usulen (esası incelemeden)” bozuldu. Yerel mahkeme, 3’üncü kez sanığı mahkûm ederek, 13 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Ceza bir kez daha bozuldu. 20 Aralık 2023 tarihli bozma kararında, yerel mahkemenin “direnme kararına” işaret edildi ve ceza “Anayasa’nın 138’inci maddesine aykırı bir şekilde kurul kararlarına direnilemeyeceği” gerekçesiyle bozuldu.